13 Eylül 2011 Salı

Barcelona Barcelona!

Mevsimlerden kış, evdeyiz. Çok yakın bir kız arkadaşım ve sevgilimle birlikte projeksiyondan 'Barcelona Barcelona'yı izliyoruz. Kulağımda kıpır kıpır bir soundtrack işte böyle


Porque tanto perderse tanto buscarse sin encontrarse **Because both lost so much searching without finding 
me encierran los muros de todas partes **I enclose the walls everywhere 
Barcelona te esta's equivocando no puedes seguir ignorando **Barcelona's wrong that you can not ignore.

Sonra pek beğendiğim hollywood harikaları çıktı karşıma -Yazması bile çok havalı değil mi? Holly-wood- Scarlett Johansson ve Penelope Cruz...Şahane bir film bizi bekliyor dedim fakat yakın kız arkadaş çoktaan uykuya dalmıştı. Kaldık 3 kişilik odada 2 kişi başbaşa.

Barcelona Barcelona'yı hepiniz bilirsiniz zaten. 2008 yılı Woody Allen yapımıdır. Cristina-Scarlett Johansson- ve Vicky-Rebecca Hall- adındaki Amerika'lı 2 güzel kadın İspanya'da bir yaz geçirirler. Cristina; evlenmek üzere olan muhafazakar bir kadın, Vicky ise tabiki Cristina'nın tersine özgür ruhlu bir kadın. Bu ikilinin tek eksiği onları birbirine düşman edecek bir erkektir. Problemli bir evliliği olan İspanyol bir ressamı canlandıran yakışıklı aktör Javier Bardem ise bu eksikliği tabiri caizse ''cuk'' diye doldurur. Filmi izlememişseniz bile bence artık senaryoyu tahmin etmek zor olmasa gerek. 

O filmin sonunu biz de getiremeden uyuduk. Barcelona Barcelona yarım kaldı. Onu tamamlamak üzere Ağustos 2011 yazında Barcelona'ya uçtuk.

Madrid nasıl Ankara'nın kardeş şehriyse ben de Barcelona'ya İstanbul'u seçtim kardeş şehir olarak. Madrid ne kadar sakin ve huzurluysa; Barcelona o kadar kalabalık ve turist dolu çünkü. Ama bakmayın Madrid ile Ankara'yı kardeş yapmama. Ankara sevilmeyen şehrimizdir. Madrid çok başka, çok elit, çok sade. Denizi olmayınca Ankara'yı eşleştirdim onunla yoksa Madrid mi, Barcelona mı ? diye soracak olursanız sualsiz Madrid derim. Nedenleri burada saklı. 'Tatil heyecandır'' yazımda Madrid'e dair her şeyi bulabilirsiniz.


Mesela şimdi Barcelona'yı düşün ve aklına ne geliyor miniminnacık bir liste yap hadi! -Yazının devamını listeni oluşturduktan sonra oku lütfen, bak lütfen diyorum. Hadi bekliyorum ben seni-
....

Barcelona'dan aklımda kalanlar:

-Konuştukları dilin farklılığı; Katalanca,

-Sagrada Familia - 1882 yılında yapımına başlanmış ve 1 yıl sonra Antoni Gaudi görevi devralmış. Fakat yıl olmuş 2011 kilisenin yapımı hala bitirilememiş. Dolayısıyla kilisenin diğer adı; 'Bitmeyen Kilise' olarak da biliniyor. Gotik tarzın ilk örneklerinden ve devasa bir kilise. Önündeki 736476 m ziyaretçi kuyruğu dolayısıyla içini göremediğim kilise olarak da bahsedilebilir.

-Tabiki Antoni Gaudi ve eserleri. Yaşadığı ev, ilginç yapı tarzları,

-Barcelona limanı, denizi; tertemiz denizine de girmeden dönmedim.

-Tapasları, insanların birbirine güven duyduğu yer İspanya. Eğer tapaslarını denemeden dönmem diyorsanız -ki sakın tatmadan geri gelmeyin- girin bir tapasçıya. Yapmanız gereken tek şey açık büfe sunulan tapas çeşitlerini tabağınıza doldurduktan sonra bir köşeye çekilin ve lezzetin farkına varın. Fakat tapaslara batırılan çöp stickleri atmayın, saklamayın çünkü stick sayısına göre hesap ödeyeceksiniz!

-Picasso'nun eserlerinin bulunduğu, Picasso Müzesi

-Palace of Barcelona ve saray bahçesinde akşam saat 9'da su ve müzik gösterisi; su,müzik ve renklerin muazzam gösterisini kaçırmayın. Bana çok teşekkür edeceksiniz :)

-Çikolata Müzesi, müzeye girmeseniz de olur ama müzenin cafesine gidip o enfes çikolatalardan yemeden dönmeyin. 


-Ve tabiki La Rambla! 

Kaç tanesi aynı senin listendekiyle ? :)  



La Rambla, Barcelona'nın İstiklal Caddesi. Kalabalık, turist dolu, cafe-restaurant-barlarla dolup taşan, çiçekçi ve dolandırıcı dolu Barcelona'nın en meşhur caddesi. Çantalarınıza dikkat etmezseniz akşam otelinize/hostelinize/evinize gittiğinizde ''aaaaa cüzdanım yok'' demeniz gayet normal. Şaşırmayın!



Barcelona beni pek etkilemedi. Güzel şehir ama İstanbul gibi kalabalık ve kirli. İstanbul aşıklarının pek beğeneceği bir şehir olabilir. Eve dönünce bir akşam yine Barcelona Barcelona'yı izleyelim dedik. Gidip gördüğümüz, bulunduğumuz yerleri film karesinde görmek ruhumuzu okşadı ama biz yine filmin sonunu getiremeden uyuyakaldık. Birisi filmin sonunda ne oluyor yazarsa çok hayırlı bir iş yapmış olacak yoksa şimdi kim kalkıp Barcelona'ya gidecek :) 


Barcelona seyahat notlarımdan:


7 ağustos 2011 3.45 
Barcelona Barcelona. 4 euroya bombay içmek ah ne güzel!


7 ağustos 2011
Barcelona, su, müzik...


8 ağustos 2011 1.49
Zaman neden su gibi ama su yeşili ne güzel tırnaklarımda ve sevgilinin tişörtünde. 12 gün sen ne çabuk bittin, niye bittin? Ah Avrupa güzel Avrupa ben seviyor hayran sana çok ama yine ayrılık vakti güzel Avrupa.


Ben diyorum ki Barcelona's wrong that you can not ignore!


**Barcelona seyahatimin üzerinden 1 ay geçti. Detaylar detaylandırılamadı. Bir kez daha tekrarlıyorum kendime; yazmak güzeldir! 


Öznur






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder